6 Kasım 2009 Cuma

AŞKIN İLK SOLUĞU, MANTIĞIN SON SOLUĞUDUR



Yüzyıllardır aşk üstüne yazıldı, çizildi. Yazmayan, yorum yapmayan, söz söylemeyen kalmadı. Hala söylenecek şeyler var ki aşka dair, yazmaya devam ediyor insanoğlu.

Kimi yürekten inanır aşkın varlığına,bazıları reddeder sonuna kadar. Faulkner gibi bir üstadın “Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı.”demesi aşka olan inancı azaltıyor. Koskoca Faulkner’in bir bildiği vardır elbet diyorsunuz. Gerçek aşka inanmayanların sarılacağı bir söz.

Ya “Bir aşkı, başka aşk söndürebilir.”diyen Mevlana, insanı ümitsizliğe sürüklemiyor mu? Aşkın engin bir deniz olduğunu biliyor Mevlana. Bizi, o meçhul dalgaların bir kıyıdan diğer kıyıya çarpacağı konusunda uyarıyor bilgece.

“Ben sende bütün aşklarımı temize çektim”diye son noktayı koyuyor Murathan Mungan. Temize çekmek, bütün aşkları hem de… Demek ki faniler aşktan yorulmuyor; demek ki hep en başa dönüp, daha önce hiç yaşamamış gibi âşık olabiliyor. Demek ki aşk ile ümit kol kola geziyorlar.

“Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur”sözünü söyleyen düşünür biraz kafayı karıştırıyor olsa da kendi tanımınızı buluyorsunuz zaman içinde; hatta tanımlarınızı.

Güvendiğin bir omuza bırakmaktır kendini aşk.
Aşk, çabucak tüketmemektir.
İçindeki hoş kıpırtıların, başını döndüren uğultusudur.
Aşk, maşuku değil görmek adı anıldığında bile yürek çarpıntını durduramamaktır.
Aşk, aramaktır, ömür boyu aramak; bulamayacağını bile bile…
Dokunmaktır aşk; kendine dokunur gibi dokunmaktır.
Bir ince sızıdır aşk; sol yanında, hiç geçmeyen…
Aşk, eşsiz olduğunu, biricik olduğunu hissetmektir.
Aşk, tam da sen “o,ne yapıyor”diye düşündüğün an çalan telefonda gördüğün isimdir.
Yenilenmektir, evrilmektir aşk; yaşsız olmaktır.
Aşk yakınlık, sıcaklıktır; içtenliktir.
Sonsuzca güvenmektir aşk, annene güvenir gibi.
Aşk, mantıkla yüz yüze gelip ona sırt çevirmektir.
Bir yıldırım gibi çarpar aşk; nasıl, nerede çarpıldığını bilemezsin.

"Ah mine'l-aşk" desek de ey aşk; yanımızdan geçip gitme, bizi sensiz bırakma.

İLKAY GÖKÇEN
6 KASIM 2009

4 yorum:

  1. keske yorum yapabilme sansım olsa....etik olarak yapamasamda:) içimden geçenleri tahmin edebiliosundur......

    YanıtlaSil
  2. Bana göreyse aşk tamamen bir yenilgidir.. Aşkın iki kişilik olduğuna inancımı kaybettim yaşadıklarımdan ötürü. Bana göre tek bir aşk var, o da platonik olarak.. Aşklarımı hep platonik yaşadım sanırım ben. Evet ben aşığım dediğim zamanlarda hep kırıldım, savruldum.. İstediğim gibi bir karşılık bulamadım..
    Aşk, zamanı yakaladığında aşktır belki de. Doğru yerde dogru zamanda doğru kişiyi bulabilmektir. Bilmiyorum ben bulamadım sanırım. Ya zaman yanlıştı ya da kişi.
    Bana ilgi duyanlarada ben karşılık veremedim. Onlarda doğru zamanı tutturamadılar demek ki.
    İşte benimde aşkla ilgili düşüncelerim bunlar. Belki de yaşım gereği yaşadığım tecrübeler az ve hepsi de birer yenilgi olduğu için bu kadar karamsarım. İleride mutlu bir aşk bulabilirim belki de. Dediğiniz gibi 'sonsuzca güvenmektir aşk, annene güvenir gibi' İşte bende tam böyle bir aşk istiyorum..
    Çok güzel yazmışsınız.. Ellerinize, yüreğinize sağlık.. (Gizem ERGUN)

    YanıtlaSil
  3. Aşk,eyyyy Aşk!!!!

    Uğruna neler yapılmadı ve neler yapılacak,insan var oldukça...savaşlar,göçler,intiharlar,yok oluşlar,acılar,baskılar,işkenceler,şiirler,şarkılar,türküler,resimler,daha neler neler ilk etapta aklıma gelmeyen...neler yapılmadı ki aşk için...
    Ve bizler yani dünyaları küçük insanlar,o küçücük dünyamıza aşkı sığdırabilmek uğruna ne savaşlar verdik,ve veriyoruz da..aşkın endazesi olmuyor ki...ve insanın acısını bile bile severek yaşadığı mazoşist bir duygu oluverir aşk bazen ve sadizmin duvarlarını zorlayıveririz...bazen aşk sevgiyle bütünleşiverip uysal bir güzercin oluverir.Barışçıl ve sevecen insan oluveririz..Aşk karmaşık ve kompleks bir duygu hali,biraz şizofren,biraz pesimist,optimist.....ve uğruna çok sözler söylenmesinin başlıca nedeni,herkesin kendince içinde bulunbuğu bir hal olmasından kaynaklı...Cinselliğin usa vurmu,vuslatın gerçekleşme süreci birazda aşk...ve öyle göreli bir durum ki,yeryüzünde ne kadar insan varsa o kadar aşk vardır aslında...Yani,bizler kendi penceremizden ne görüyor ve ne yaşıyorsak onu yazıyoruz aşk hakkında,yada söylüyoruz..bazen de yaşayamayanların çok daha fazla söz söylediklerine tanıklık ediyoruz...Kısaca İlkaycığım,dipsiz bucaksız bir alan aşk konu olarak,onun için yazdığın herşey güzel ve anlaşılır olduğu müddetçe sevilecektir aşk hakkında..çünkü AŞK....

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Gizem ve sevgili Oktay,yazdıklarınız için teşekkür ederim.Herkesin söyleyeceği var aşk üstüne derken bunu söylemek istemiştim.Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil